6.05.2010

Dün Gece Bir Rüya Gördüm... (1)

 2+2=5
Çok büyük bir vapurun en arka bölümündeyim, hava çok soğuk. Vapur çok kalabalık. her yerde insanlar oturuyor. Ben milyonlarca insanın gittiği çok büyük bir konseri en ön sıradan izlemiş gibi yorgunum. Üşüyoruz... 
Vapur sallanmaya başlıyor, yerde oturanlar ayağa kalkıyor, denize bakanlar var, güneş doğabilir gibi karanlık hava, bazıları gökyüzüne bakıyor, benim ellerim bacaklarımın arasında neden bu kadar yorgun olduğumu anlamaya çalışıyorum, göğsümde sıkışmış bir sıkıntı var, '' ne zamandır olmazdı, neden acaba'' diyorum, ''acilen bir şişe Pasiflora bulmalıyım''
Vapur kendi etrafında dönmeye başlıyor bir yandan karaya yanaşıyoruz, kafamı kaldırdığımda denizde bir sürü vapur görüyorum, bazıları buz tutmuş hareketsizce duruyor. Bizim vapur dönerek bunlardan birine doğru hızla ilerliyor. Herkes çığlık atmaya başlıyor, bende yerimden doğruluyorum, gerçekten korktuğumu farkediyorum, annemin evde uyuduğunu hatırlıyorum, bir yandan hala göğsümdeki sıkıntıyı düşünüyorum ve buz tutmuş bir vapura çarpıyoruz,  bizim vapur da çarptığı noktadan buz tutmaya başlıyor, herkesin nefesi ağzından çıkınca görünüyor, donuyorum galiba diyorum, ''hepimiz uyuyaraak ölücez, Ne güzel!'' 
Karaya oturmuşuz o anda, herkesi birer birer çıkarıyorlar vapurdan, bir adam elini uzatıyor beni de çıkarıyor, o an bütün üşümem geçiyor, adamın üstünde fosforlu turuncu var. 
Vapurdan çıkan herkes ısınıyor, eriyor buzlar, benimde geçiyor buzum, rahatlıyorum, göğsümdeki sıkıntı şiddetleniyor, bir adam bağırıyor ''iskeleyi boşaltın!'' 
Turnikelere doğru yürüyorum, tam engelli kapısını aralayıp çıkacakken güvenlik monitöründe, en sevdiğim kızı, onun en sevdiği oyuncağını ve hiç tanışmadığım ama çok sevdiği bir kız arkadaşını görüyorum en sevdiğim kızın. Vapurdan çıkamayan iki kişi yazıyor altında, Ntv son dakika ekranı gibi ürkütücü ekran.
Ben hemen ağlıyorum, vapura doğru koşuyorum, iki uzun güçlü adam tutuyor beni, bende uzunum aslında adamlar çok uzun demek ki.
Girmem lazım vapura almam lazım onu, olmaz diyorum hala ağlıyorum, göğsümdeki diken büyüdü. Pataklıyorlar beni, dışarı çıkmalısın izin yok diyorlar, ben daha çok ağlıyorum, o sırada uzaktan biri bağırıyor, ''Başbakan izin verdi vapura girebilirler''
Ben havadan yüzerek giriyorum vapura,böylece daha hızlı gidebiliyorum, bir demire tutunup merdivenlerden aşağı atlamaya çalışırken korkuyorum, ama gitmem lazım, olmaz.
Mesafeyi biraz daha yumuşatıp atlıyorum aşağı, bir kaç koridor geçip görüyorum en sevdiğim kızı, onun en sevdiği oyuncağını ve hiç tanışmadığım ama çok sevdiğini bildiğim kız arkadağını. Göğsümdeki sıkıntı geçiyor. Uzanmış pişti oynuyorlar, etrafında menekşe ve güller var, gülümsüyor, bana bütün çabam boşunaymış gibi gülüyor. Bir sürü itfaiyeci geliyor ben onlara bakarken, hepimizi dışarı çıkarıyor.
Sonra herkes rahatlyıor, olay yeri boşalmış. Ben bir bakkala gidip biraz uyuşturucu alıp, cebime saklıyorum. Göğsümdeki diken yeniden büyüyor. En sevdiğim kız geliyor, iki ucundan tutup bir tabutu taşıyoruz ikimiz,onun arkasında birileri daha var, ben onlarla hiç ilgilenmiyorum. Tabutun içi boş.
Hep beraber Emre Varışlı'nın evine gidiyoruz, evde birileri daha var, hiç birini tanımıyorum. En sevdiğim kız yanıma oturuyor, hep tanımadğım kişilerle konuşuyor, ben bitek onu tanıyorum. Göğsümdeki sıkıntı en büyük oluyor. 
Sonra eve annem geliyor, hiç sevmediğim teyzem geliyor, Emre Varışlı salona giriyor, hep beraber şiir okuyoruz, bütün sıkıntım geçiyor.

Ve tüm bunlar olurken Raidohead' den 2+2=5 çalıyor sadece.

Yemin ederim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

nerede namzın nerede niyazın.sırf bu dünya için mi yaratılmışsın ki buraya harcıyorsun.